top of page
Bir kız üzgün hissediyor

Yetersizlik duygusu aslında bir çok psikolojik problemde karşımıza çıkan çok derinlerden gelen bir sorundur. İnsanların hayatını olumsuz etkileyen ve yaşamı kısıtlayan bir duygudur. Tabi bu duygunun ortaya çıkmasına neden olan bazı işlevsel olmayan düşünceler vardır ki bu düşüncelerin temeli çocukluk dönemi aile ilişkilerine dayanır. Yetersizlik duygusunu enine boyuna ele alcağız fakat öncelikle yetersizlik ne demek bu bir öğrenelim.  Yetersizlik yetme kökünden gelmektedir.  Yetmek ise bir gereksinimi karşılayacak nitelikte olmak demektir. Yetersizlik ise bir gereksinimi karşılayacak nitelikte olmamaya karşılık gelir. Yetersizlik hissinin altında yatan düşünceler yapamam, beceremem, başaramam, yeteri kadar yetenekli değilim, yeteri kadar zeki değilim ve buna benzer düşüncelerdir.

Peki bu düşünceler nasıl kişilerin zihnine yerleşiyor. Yetersiz olduğunu düşünen kişilerle çalışırken genelde gözlemlediğim çocukluk döneminde aile ve çevre ilişkilerinde sorunlar vardır. Yetersizlik duygusu ön plana çıkmış kişilerle çalışırken ebevyn ilişkileriniz nasıldı diye sorarım. Genelde ailesi tarafından aşağılanmış, fikir ve düşünceleri önemsenmemiş, istek ve ihtiyaçları geri plana atılmış çocukluk geçirdiklerini anlatırlar. İlgisiz ebeveynler, baskıcı ebeveynler, aşırı koruyucu ebeveynler çocuklarının kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olmaktadırlar.  Bu kişiler yetersizlik hislerinden dolayı elde ettikleri başarıların farkında olmayabiliyorlar. Sürekli kendilerini yetersiz ve başarısız görüyorlar. Çok önemli başarıları olsa bile bunları küçümseyip önemsizleştiriyorlar. Bunu herkes yapardı ben farklı bir şey ortaya koymadım gibi düşünceleri ön plandadır.  Yetersizlik duygusu olan kişiler ailesi tarafından onaylanmamış kişilerdir. Başarıları görmezden gelinmiş ve desteklenmemiştir. Mesela sınavdan doksan aldıklarında aferin sana denmemiştir. Hatta bazı aileler daha fazla puan alan kişileri örnek göstererek başarılarını küçümsemiştir. Ya da daha fazla puan alması gerektiğini söyleyerek başarısını hafife almışlardır. Böyle bir duruma sürekli maruz kalınca insanlar  bir yerden sonra buna inanmaya başlarlar. Kendilerini başarısız ve yetersiz olduklarını düşünürler.  Kendilerini yetersiz hisseden bireyler aslında öyle çok başarısız insanlar da değildir hatta bir çoğu normalin üstünde başarıdırlar. Hem de çalışkanlardır da buradaki sorun gerçekte var olan potansiyellerinin farkında olmamalarıdır. Neden farkında olmadıkları  hakkında az önce bahsetmiştim. Aileleri tarafından o kadar çok buna maruz kalmışlardır ki bir yerden sonra kendileri de buna inanmışlardır. Aynı durum kendini sevmeyen insanlarda da vardır. Ailesi sevmemiştir ve sevgiyi hak eden sevilebilecek birisi olmadığına inanmıştır. Başkaları onları sevdiklerinde de onlara bu sevgi gerçekçi ve samimi gelmez. Bu konu hakkında daha ayrıntılı bir video hazırlamıştım. Sevgisiz büyümenin insanlar üzerindeki etkisinden bahsetmiştim. Burada da benzer bir süreç ilerler etrafındaki kişiler sen yeterlisin başarılısın yapabilirsin dediklerinde bile buna inanmazlar samimi bulmazlar. Bu tepkilerin altında farklı bir şey ararlar.  Sürekli kendilerini başkaları ile kıyaslar ve onların iyi yönlerini görürken kendilerinin daha çok kötü olduğunu düşündüğü yönlerini görürler.
 

Yetersizlik duygusu yaşayan kişiler ebeveynleri tarafından sürekli daha iyisini yapmaları gerektiği ifade edildiği için mükemmelliyetçi bir yapıya bürünürler. Her yapılan işin mükemmel olmasını isterler ve bu mümkün olmadığı için sürekli kendilerini yetersiz hissederler. Mükemmelliyetçiliği olan kişiler de yetersizlik duygusunu sık sık yaşarlar.

Yetersizlik hissi yaşayan kişiler aileleri tarafından aşırı eleştirildiği ve yargılandığı için eleştirilmek ve yargılanmaktan çok korkarlar hatta böyle durumlardan kaçınırlar ve o ortamlara girmezler. Böyle bir durum söz konusu olursa da baştan yenilgiyi kabul etmişlerdir.

Plansız hamilelikle doğan çocuklarda da yetersizlik duygusu sık karşılaşılır. Anne çocuğu istemiyordur fakat hamile kaldığı için aldırmak istemez ve istenmeyen çocuk haline gelir. Hamileliğin çok zor geçmesi sonrası çocuğun istenmeme durumu, hamilelikte eşi tarafından aldatılan kadının çocuğu suçlaması, lohusalık sendromu yaşayan kadınların çocuklarında da doğduktan sonra özellikle annesi tarafından duygusal olarak eksik bırakılması sonucunda yetersizlik duygusu oluşabilir.

Yetersizlik duygusu çocukluk döneminde ailenin etkisiyle oluştuğu gibi daha ilerleyen yaşlarda çevrenin etkisi ile de oluşabilir. Aileden sağlıklı bir şekilde destek alsa bile çevrenin olumsuz etkisine uzun süre maruz kalmakta değersizlik duygusunu ortaya çıkarabilir.

Örneğin okulda akran zorbalığına maruz kalma, öğretmenler tarafından kötü muameleye maruz kalma da değersizlik duygusunun oluşmasına neden olmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan bir akran zorbalığı kişinin duygusal gelişimini aşırı olumsuz etkilemektedir. Çocuklar için öğretmenler çok önemli olduğu için onların olumsuz davranışı da değersizlik yapısını oluşturabilir. Burada önemli olan konu ise bu bahsettiğim konunun bir kere yaşanması değil. Kişinin bu duruma bir süre maruz kalmasıdır. Genelde ebeveynler tarafından değersiz hissettirilen çocuklar okulda ya da daha ilerleyen yaşlarında da farkında olmadan bu durumu kendileri oluştururlar. Aşırı derece sessiz sakin birisi bir şey söylediğinde karşılık vermeyen,  bir sorun olduğunda susan bir birey oldukları için insanlar da bundan cesaret bularak daha ileri giderler ve sonrasında akran zorbalığı ve değersiz hissedecekleri durumlar ortaya çıkmaktadır.

Bir danışanım vardı değersizlik üzerine çalıştığımız. Sevgililerinin kendini sürekli değersiz hissetmesine neden olduğunu anlatıyordu. Tabi aslında ilişkileri en başta öyle başlamıyordu fakat danışanım kendisini o kadar değersiz hissediyordu ki farkında olmadan karşısındakine de ben değersizim  mesajını veriyordu. Mesela ne yapıyordu sevgilisi canım sen ne istersin diye sorduğunda farketmez sen ne istersen ben de onu isterim. Hangi filme gidelim dediğinde senin istediğine gidebiliriz. Ya da kendisi bir istekte bulunduğunda o isteği ikinci plana atıldığında hissettiği duyguyu sevgilisine yansıtmıyordu. Sevgilisi üzülmesin diye çırpınıyordu. Kendisini o kadar geri plana atıyordu ki karşı taraf bir yerden sonra zaten onun fikirlerini ya da isteklerini sorma ihtiyacı duymuyordu. Sonrada kendini daha fazla değersiz hissediyordu ve bu durumdan rahatsız oluyordu.  Sevgilisine sen ne yaparsan yap ben seni terketmem her zaman senin yanındayım mesajını o kadar net veriyordu ki karşı tarafta kaybetme kaygısı hiç olmuyordu ve hayatından çıkınca da zaten değersiz bir şey olduğu için önemsemiyordu. Bu değersizliği ise kendisi oluşturuyordu. Sevgilisinin kendisini değersiz hissettirdiğini söyleyen danışanıma size çok fazla değer veren birini bile bulsanız siz bir süre sonra onu değiştirirsiniz çünkü insanoğlu böyledir ne kadar çok verirsen daha fazlasını ister. Yani kişinin davranışları değişmediği sürece dünyanın en iyi insanını bile kendisine değersiz davranmasına neden olur çünkü zaten kendisi de kendine öyle davranıyor. Kendisine değersiz hissettirilmesinden rahatsız ama kendisi de kendine o rahatsız olduğu şekilde davranıyor.

Dedik ki yetersizlik duygusu sadece ebevynle alakalı oluşmaz daha sonra ki dönemlerde maruz kalınan değersiz hissettiren olaylarla da oluşur. Okulda hayatından sonra iş hayatında yaşanan mobbing ve duygusal ilişkilerde yaşanan değersiz hissettiren durumlar da yetersizlik duygusunu ortaya çıkarır.

Yetersizlik duygusu bazı psikolojik problemlerle de ortaya çıkmaktadır. Kaygı bozuklukları ve en çok sosyal fobi de, depresyon, travma sonrası stres bozuklukları, kişilik bozukluklarında da yetersizlik duygusu görülmektedir.

Yetersizlik duygunun nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgiler aktardık şimdi ise biraz yetersizlik duygusu ile nasıl baş edebiliriz konusunu ele alalım. Bu duygu çok güçlü ve insan hayatında yıkıcı özelliğe sahip olduğu için kişilerin kendi attıkları adımlarla çözmeleri çok zordur. Çoğu kişi atacağı adımı bilir fakat o adımı atamaz çünkü yetersizliğe kendileri de inanmaktadır. Yani bu değişim biraz da kendine karşı  yapılan bir savaş gibidir. Yetersizlik duygusu yaşayan kişiler de kendini yetersiz olarak kabul etmişlerdir. Başkalarının kendilerine davranışlarından rahatsızdır ama kendileri de başkalarının davrandıkları gibi kendilerine davranırlar. Eğer yapılabilirse yetersizlik duygusunu en derinden çözebilecek adım başkalarının kendilerine davranmalarını istediklerini gibi kendilerine davranmalarıdır. Kendilerine şefkat göstermeleri, kendi başarılarını takdir etmeleri, kendi başarılarını önemsemeleri, kendilerini ikinci plana atmamaları, kendilerini ön plana koymaları, kendi istek, ihtiyaç ve beklentilerini bilerek hareket etmeleri eğer bunları bilmiyorlarsa kendilerini tanımak için adımlar atmaları yaşadıkları sorunları çözme açısından çok önemli olacaktır. Bunların yanı sıra profesyonel olarak alınacak bir psikolojik destek hızlı bir şekilde sorunlarını çözmelerine yardımcı olacaktır.

Uzman Klinik Psikolog Ayhan ALTAŞ

Konak Mah. Karagürgen Sk., Karnur Apt. No:9 K:2 D:5 (Yapı Kredi bankası arası, Altıniş Plaza Karşısı) 

Nilüfer/Bursa

0537 021 25 08

Sosyal Medya Hesaplarımız

  • Instagram
  • Facebook
bottom of page